3. Uluslararası Çağdaş Eğitim Araştırmaları Kongresi, Polonya’da Oświęcim’de Nazi Karargahı binalarında kurulan bir üniversite olan Yüzbaşı Witold Pilecki Uygulamalı Bilimler Devlet Üniversitesi’nde Temmuz 2018'de gerçekleştirilecek. Ana teması “Eğitim ve İnsan Hakları” olan kongreye, eğitimin her alanında çalışmalar kabul edilecek. Kongrenin sunumu Lehçe, Türkçe, Almanca, İngilizce ve Rusça dillerinde gerçekleşecek.
Uluslararası Çağdaş Eğitim Araştırmaları Kongresi’ne Eğitim ve İnsan Hakları, Eğitim Politikaları, Değerler Eğitimi, Sevgi, Barış ve Demokrasi Eğitimi, Fen Bilimlerinin ve Sosyal Bilimlerin tüm alanlarında eğitim, Sağlık Eğitimi, Sanat Eğitimi, Edebiyat Eğitimi, Resim Eğitimi, Müzik Eğitimi, Felsefe Eğitimi, Öğretmen Yetiştirme, Eğitimde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık, Tarih ve Coğrafya Eğitimi, Dil Eğitimi, Özel Eğitim, Temel Eğitim, Mesleki ve Teknik Eğitim, Yabancı Diller Eğitimi, Okul Öncesi Eğitimi, Yükseköğretim, Din Eğitimi, Eğitim Felsefesi, Eğitim Tarihi, Turizm Eğitimi, Ekonomi Eğitimi ve diğer tüm eğitim alanları gibi konularda çalışmalar kabul edilecek.
KONGRE TAKVİMİ
Bildiri Özeti Kabullerinin Son Günü: 15 Şubat 2018
Kabul Edilen Bildirilerin Duyurulması: 25 Şubat 2018
Erken Kayıt Başlama Tarihi: 26 Şubat 2018
Erken Kayıt Bitiş Tarihi: 12 Mart 2018
Geç Kayıt Başlama Tarihi: 13 Mart 2018
Geç Kayıt Bitiş Tarihi: 30 Mart 2018
Kongreye ilişkin tüm ayrıntı ve bilgilere //www.ceadder.org adresinden ulaşabilirsiniz. Tüm sorularınız için şu e-posta adresini kullanabilirsiniz: ceadmugla@gmail.com
İNSANLARIN BÜYÜK ACI VE ISTIRAPLAR ÇEKTİĞİ YERDE
Türkiye’den değerli bilim insanlarını, araştırmacıları ve eğitimcileri, Polonya kongresine davet eden CEAD Kongre Başkanı Prof. Dr. Nevide Akpınar Dellal, yaptığı açıklamada “Amacımız, “eğitim ve insan hakları” konusunu bir zamanlar insanların büyük acı ve ıstıraplar çektiği yerde gerçekleştirilecek bir kongrede tartışarak, her insanın insanca yaşam hakkı olduğu düşüncesine ve insan hakları eğitimine karşı duyarlılığı arttırmaktır” dedi.
Akpınar Dellal’in açıklaması şöyle:
“Halkların dünya tarihine kattığı birçok buluş ve hizmet, yani bazen bir halkın, bazen bir üyesinin meziyeti, diğerinin rahatına dönüşmüştür hep. Bu son derece insancıl bir görüngüdür. Alman halkı da aslında bu anlamda çok ön plana çıkan bir halktır. Almanlar’ın, insan hayatını kolaylaştıran dünya tarihine kazandırdıkları sayısız buluş vardır. Almanya, buluşlar ve filozoflar ülkesidir. Diğer taraftan birinin rahatı, asla diğerinin eziyeti haline dönüşmemesi gerekirken, halkların tarihinde bazen önü alınamayan talihsiz gelişmeler de meydana gelmiştir. Bunlardan biri de Almanya’da 1930’lu yıllardaki ve 2. Dünya Savaşı ile sonuçlanan gelişmelerdir. Oysa birinin veya geniş düzlemde bir grubun rahatı için gerçekleşen eziyet, yaşamdaki insancıl olmayan en sarsıcı ve yıkıcı illettir. Böyle olmakla birlikte ne yazık ki çeşitli zamanlarda ve dünyanın çeşitli yerlerinde, insanların ve grupların yaşam hakkı, rahatını düşünen diğer insanlar ve gruplar tarafından elinden alınmıştır. Bugün de örneğin Suriye’de, Birma’da, Filistin’de ve dünyanın daha birçok yerinde insan hakları ihlalleri ziyadesiyle gerçekleşmektedir. Oysa yeryüzünde doğan her çocuğun korkulardan arınmış bir hayat sürmesi, özgür ve insanca bir yaşama sahip olması garanti edilmelidir. Bu son derece insancıl bir arzudur. Çünkü bir şairin de dediği gibi ‘yeryüzüne yağmur, gökyüzüne mavi’ ve ‘insana en çok insanca yaşamak’ yakışıyor. Nelson Mandela der ki, ‘Hiç kimse derisinin rengi, kültürel yapısı ya da inançları yüzünden başkasından nefret ederek doğmaz. İnsanların nefreti öğrenmeleri gerekir. Nefret etmeyi öğrenebiliyorlarsa sevgiyi de öğrenebilirler, çünkü sevgi insan kalbine diğer hislerden çok daha doğal gelir". Bu nedenle tüm eğitim kurumlarının ve eğitimle ilgili sivil toplum kuruluşlarının en temel misyonu ve amacı, insanları hoşgörülü barışçıl bir dünya için, insan ve doğa sevgisi için ve demokratik bir toplumun saygın ve onurlu üyeleri olabilmeleri için eğitmek olmalıdır. İnsanı, insan olduğundan ötürü sevmeliyiz. Yeryüzünde her insanın her şeyden önce insanca yaşama hakkı vardır. Her birey bu anlamda tarihe karşı sorumluluğunun bilincinde olmalıdır.”
Bu arada, katılımcıların kongre esnasında Auschwitz/Birkenau Toplama Kampları’nı da görme imkanı olacak.
KONGRE ÖNCESİ VE SONRASI 10 AVRUPA ÜLKESİ GEZİLECEK
Türkiye’den gidecek kongre katılımcıları aile, eş, dost ve akrabalarıyla birlikte, uygun ücrete bir de bağımsız Avrupa Gezi Turu’na katılma imkanı bulacaklar. Katılımcılar Bulgaristan (Sofya), Sırbistan (Belgrad), Macaristan (Budapeşte), Slovakya (Kosice), Polonya (Krakow), Çekya (Prag), Avusturya (Viyana), Slovenya (Lübyana), İtalya (Venedik) ve Yunanistan (Kavala, Selanik, Parga, Preveze)’da 11 gece konaklayacaklar.