NCR İnternational Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Cebesoy, uzun süredir skolyoz tedavisi yaptığı minik hastaları ile bir araya geldi.
Güneydoğu Anadolu bölgesindeki birçok ilden gelerek skolyoz tedavisi gören belirli yaş gruplarındaki hastalara 12 yaşından önce Growing Rod ameliyatı yaparak hastalığın seyrini kontrol altında tuttuklarını belirten Cebesoy, 12 yaşından sonra ise Skolyoz ameliyatı ile kalıcı tedavilerinin gerçekleştirildiğini söyledi.
Skolyozun genellikle çocukların boy atma dönemi olarak kabul edilen 10-18 yaş aralığında ortaya çıktığını hatırlatan Cebesoy, aileleri çocuklarının gelişimini dikkatlice izlemesi konusunda uyardı.
Cebesoy, "Skolyoz omurganın yana doğru 10 dereceden fazla eğilmesidir. Bu eğilmenin artması ile birlikte omurgada rotasyonel, dönme dediğimiz bozulmalar eşlik eder. Omurga üzerinde oluşan bu eğilme ve dönmeler, leğen kemiğinde eşitsizlik ve dengesizliğe neden olur. Aileler bu dengesizlikleri bel çukurunda artma, kürek kemiğinde yukarı kayma, sırtta şişkinlik olarak fark edebilirler. Özellikle öne doğru eğilme ile deformite belirginleşir. Skolyoz hastalığı 3 yaş grubuna ayırmak gerekir. Birincisi 0-3 yaş grubunu kapsayan infantil yani bebeklik dönemi hastalığıdır. İkincisi 3-10 yaş arasını kapsayan Juvenil yani erken çocukluk dönemi hastalığıdır. Üçüncüsü ise 10-18 yaş arasını kapsayan Adölesan yani geç çocukluk dönemi skolyoz hastalığıdır. Kliniğimizde görülen hastaların yüzde 90'ı adölasan dönemdedir. Aileler 12 yaş civarı ani boy patlamasının yaşandığı dönemde daha önce fark etmedikleri eğriliğin hızla artmasını fark ederler. Hastalığın nedeni yüzde 90 idiopatik dediğimiz yani sebebi belli olmayandır. Bebeklik ve erken çocukluk döneminde oturuş bozukluğu, omuz ve leğen kemiği dengesizliği fark edilen tüm çocuklar mutlaka muayene edilmelidir. Peki bu çocuklarımızı hangi yöntemlerle tedavi ediyoruz? Eğriliğin tipine, derecesine, şiddetine hastanın yaşına bağlı olarak onservatif (ameliyatsız çözümler) veya ameliyat ile olmaktadır. Bu hastalıkta erken tedavi ve takip çok önemlidir. Bu sebeple aileler en ufak şüphe durumunda mutlaka bu işle ilgilenen doktor ile iletişime geçmelidir" diye konuştu.
(Kaynak: habergazetesi.com.tr)