VKV Amerikan Hastanesi Göğüs Hastalıkları bölümünden Dr. Elif Altuğ, sigarasız ve daha sağlıklı bir yaşama ulaşmak için sigarayı bırakmanın gerekliliği, sigara kullanımı ve yan etkileri hakkında bilgi verdi. Dr. Elif Altuğ, tütünün hiçbir şeklinin güvenli olmadığını, sigarasız ve daha sağlıklı bir yaşama ulaşmak için “sigaraya hayır” denmesi gerektiğini vurguladı.
Sigara içiyorsanız, sağlığınızı geliştirmek, yaşam kalitenizi artırmak ve yaşam sürenizi uzatmak için yapabileceğiniz, sigara ile vedalaşmaktır. Bunun kulağa hoş geldiğini, fakat uygulamada zor olduğunu biliyoruz. Nikotinin kuvvetli fiziksel ve psikolojik bağımlılık yapıcı etkisi nedeniyle sigarayı bırakmak gerçekten zordur. Çünkü sigara içme arzusunu başlatan ve kuvvetlendiren madde nikotindir. Kişilerin sigara alışkanlığını sürdürmeleri ve bırakmada yaşanan zorluklarda nikotin eksikliğine bağlı oluşan yoksunluk semptomlarının yanı sıra nikotinin merkezi sinir sistemi üzerine yaptığı uyarıcı etki de önemli yer tutar.
Sigara içen her 10 kişiden 7’sinin sigarayı bırakmak istediğini söyleyen Dr. Elif Altuğ, “Sigarayı bırakmak zor gibi görünse de, olanaksız değildir. Her gün binlerce kişi sigarayı bırakır. Bıraktıktan sonraki ilk yarım saatte kalp atışı hızı düşer, 2 hafta içinde kalp krizi riski azalır, 1 yıl içinde akciğer fonksiyonları iyileşir ve 15 yıl içinde akciğer kanser riski sigara içmeyenler düzeyine geriler. Sigara bırakma isteği olan her içici bırakmayı denemelidir. Her deneme sigarayı bırakmaya bir adım daha yaklaştırır. Ayrıca sosyal anlamda topluma ve gençlere olumlu bir davranış şekli sunacak, ekonomik olarak da hem hastalık masraflarınız azalacak hem de sigara harcamanızı daha olumlu yönde kullanabileceksiniz,” diye konuştu.
Sosyal ve ailesel faktörler sigaranın kullanımında önemli faktör
Sigara, günümüzde önlenebilir ölümlerin en büyük nedenidir. Yaşadığımız yüzyılda 1 milyar kişinin sigaraya bağlı nedenlerden beklenenden erken kaybedileceği öngörülür. Her 6 saniyede bir kişi, yılda ortalama 6 milyon kişinin kaybına yol açar. Bu rakam 2030 yılına kadar 8 milyonu aşacaktır. Ülkemizde de her yıl aktif sigara içimine bağlı 100.000, pasif sigara içimine bağlı 15.000 ölüm yaşanmaktadır. İçilen her bir sigara insan ömründen 12 dakika kısaltırken, kullanıcıların yarısı hayatını bu alışkanlığa bağlı kaybeder. Sigara içenler içmeyenlere göre ortalama 10 yıl erken kaybedilir. Erken yaşta kaybedilen sigara kullanıcılarına karşılık ise her gün 18 yaşın altında 3.300 genç, tütün şirketleri tarafından ilk sigarasını içmeye özendirilmektedir. Ülkemizde sigaranın yoğun kullanımında insanların sosyal, psikolojik, farmakolojik ve genetik yatkınlıkları rol oynar. Sosyal ve ailesel faktörler sigaraya başlanmasında önemli yer tutar. Özellikle sigaranın reklamlarla da çekici duruma getirilmesi, gençlerin sigara kullanımında çok etkilidir. Sigara içiminin sürdürülmesi ise nikotinin farmakolojik etkileri ve psikososyal faktörlerle ilişkilidir.
Nikotin, kişiyi sigaraya bağımlı duruma getiriyor
Sigara dumanı nitrozaminler, aromatik hidrokarbonlar, amonyak, hidrojen siyanid, karbon monoksit ve nikotin gibi 7.000 zararlı kimyasal madde içerir. Bunlardan 2.000’i zehirleyici, 70’i ise doğrudan kanser yapıcı özelliktedir. Dünya Sağlık Örgütü sigarayı psikoaktif madde olarak tanımlar. Sigaradaki bağımlılık yapıcı maddenin nikotin olduğu bilinmektedir. Kişilerin sigara alışkanlığını sürdürmeleri ve bırakmada yaşanan zorluklarda nikotin eksikliğine bağlı oluşan yoksunluk semptomlarının yanı sıra, nikotinin merkezi sinir sistemi üzerine yaptığı uyarıcı etki de önemli yer tutar. Kişi ilk sigarasını içer. Önce düzensiz ve aralıklı kullanım, ardından nikotin kan düzeyinin korunabilmesi için günlük kullanım başlar. 2-3 yıl içinde nikotin gereksinimine göre hayatın düzenlendiği bir bağımlılık halini alır. Kişiyi sigaraya bağımlı duruma getiren madde ise nikotindir.
Yaşam kalitesini belirgin düzeyde azaltıyor
Bedene hastalık olarak yansıyan sigara, vücudun neredeyse her organını olumsuz etkiliyor. Erkeklerde tüm kanser türlerine bağlı ölümlerin %35’i, kadınlarda ise %15’inin nedeni sigaradır. Sigara içenlerde akciğer kanseri riski de içmeyenlere göre 20 kat daha fazladır. Dahası, sigara dumanı maruziyeti olan pasif içicilerde de kanser gelişim riski 3 kat artar.
Sigara içenlerde akciğer dışında ağız, dil, dudak, gırtlak, yemek borusu, pankreas, böbrek, mesane, prostat, rahim ağzı kanseri riski de artar. Sigara içenlerde kalp krizi geçirme riski 3 kat fazladır. Sigara, kronik bronşit ve amfizem gibi nefes darlığıyla seyreden ve yaşam kalitesini belirgin düzeyde azaltan hastalıkların da temel nedenidir. Özellikle kadınlarda düşük yapma, erken doğum, düşük doğum tartılı bebek doğumuna neden olur. Sigara içilen evlerde büyüyen çocuklarda solunum yolu hastalıkları riski de artar. Erkeklerde iktidarsızlık nedenlerinden biridir. Mide ülser gelişim riskini artırır ve iyileşme sürecini geciktirir.
Tütün ürünlerini deneyen gençler yarının sigara kullanıcıları olmaya aday
Sigara içme alışkanlığının 13-19 yaşında başladığını belirten Dr. Elif Altuğ, 18 yaşına gelindiğinde, her 3 kişiden birinin her gün bir tütün ürünü kullandığına dikkat çekti. Altuğ sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye genç nüfusu olduğundan sigara şirketlerinin gözde ülkelerinden biridir. Gençler hedef olduğundan onlara sunulan ürünler de son yıllarda çeşitlendirilmiştir; elektronik sigara (e-sigara), nargile, ısınan cihazlar (IQOS) gibi... Bir nargile içimi, 10 adet sigara kullanımına ve yine nikotin maruziyetine eşdeğerdir. E-sigara ise tütünlü sigara gibi görünen, hissedilen ve tat veren bir cihazdır. Duman görüntüsü veren bir buhar çıkarır. Son yıllarda e-sigara kullanımı gençler arasında ciddi ve çarpıcı bir artış göstermiştir. E-sigara, nargile ve yeni cihazların nikotin sunan, dolayısıyla bağımlılık yapan tütün ürünleri olduğu bilinmelidir. Bu ürünleri deneyen gençler yarının sigara kullanıcıları olmaya adaydır. Nikotin kullanımı çocuk ve gençlerde beyin gelişimini de olumsuz etkilemesi açısından ayrıca önemlidir. Ayrıca kullanılan sıvı ve tatlandırıcılar da hiç masum değildir. Akciğer dokusu ve hava yollarında ciddi kalıcı hasar oluşturabildiğine yönelik veriler oluşmuştur.”
Pasif içimden en çok çocuklar etkileniyor
Sigara dumanı sadece içicileri değil, etrafındaki insanları da etkiliyor. Her sigara yalnızca kullanıcıyı değil, aynı ortamı paylaşan kişilere de zarar verir. Pasif sigara içiciliği, tütün ürünlerinin yanmasından oluşan duman ile sigara içen kişinin dışarı üflediği duman karışımının solunması olarak tanımlanır. Sigaradan süzülmeyip doğrudan havayla karıştığı için daha fazla zehirli madde içeren duman (sigara içen kişinin soluduğu dumandan 4 kat daha fazla zehirlidir), pasif içiciler ve sigara içenlerde solunum hastalıkları, akciğer kanseri, kalp-damar hastalıkları riskini artırmaktır. Pasif içimden en çok çocuklar etkilenir. E-sigara dumanı da benzer olumsuz etkilere sahiptir. En sık maruziyet evlerde ve çalışma ortamlarında yaşanıyor. Pencere açmak ve hava filtreleri kullanmak bu maruziyeti önlemez, çünkü duman 2 saat süreyle içeriğindeki zehirli maddeleri saçarak içildiği alanda varlığını sürdürür. Tek doğru seçim, kendinizi bu dumandan korumaktır.