MEDİKAL Estetik Tıp Derneği (MESTDER) Başkanı Dr. İbrahim Devrim Gürsoy, "Dudağa dolgu yerine sanayi silikonu, bebe yağı sıkılması, botulinum toksin yerine at dopingi gibi maddelerin enjekte edilebilmesi gibi örnekler olayın vahametini göstermektedir" dedi. Dr. Umut Topal da İstanbul'da kaportacı dahil birçok iş grubunda insanın saç ekimi yaptığını söyledi.
MESTDER tarafından bu yıl ikincisi Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek turizm merkezindeki bir otelde gerçekleştirilen Ulusal Medikal ve Estetik Kongresi kapsamında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Kongre ve MESTDER Başkanı Dr. İbrahim Devrim Gürsoy, MESTDER Genel Sekreteri Dr. Ayşegül Girgin, plastik cerrahi uzmanı Dr. Umut Topal ve dermatoloji uzmanı Dr. Ali Şahan katıldı.
"MEDİKAL ESTETİK SAĞLIK KOZU OLABİLİR"
MESTDER Başkanı medikal estetik hekimi Dr. Devrim Gürsoy, medikal estetik uygulamalarında en büyük sıkıntılardan birinin ehil kişiler tarafından yapılmayan sözde uygulamalar olduğunu belirterek, etik ve ahlak dışı olduğu gibi sağlığı tehdit eden bu sorunun çözüme ulaştırılması için uzmanların omuz omuza vermesi ve işbirliği yapması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin coğrafi konumunun tüm dünyada medikal estetik alanında hizmet almak isteyen kişiler açısından en büyük cazibe merkezi olabileceğini aktaran Dr. Gürsoy, medikal estetiğin Türkiye'nin en büyük sağlık turizmi kozu olabileceğine işaret etti.
'DUDAĞA DOLGU YERİNE SANAYİ SİLİKONU'
Medikal estetik alanının 4 tehlikeyle karşı karşıya olduğuna vurgu yapan Dr. Devrim Gürsoy, şunları kaydetti:
"Merdiven altı' denilen rastgele mecralarda bu uygulamaların yetkisiz kişiler tarafından yapılması kamu sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Dudağa dolgu yerine sanayi silikonu, bebe yağı sıkılması, botulinum toksin yerine at dopingi gibi maddelerin enjekte edilebilmesi gibi örnekler olayın vahametini göstermektedir. Sağlık turizmi açısından dünyanın önde gelen merkezlerinden olabilme fırsatı bu kadar yakınken merdiven altı uygulamaların yaygınlığı ve maalesef komplikasyonların artması ülkemiz aleyhine bir karşı propaganda malzemesi haline getirilmeye çalışılmaktadır."
'AT DOPİNGİYLE YAPILAN BOTOKSLAR'
Dermatoloji uzmanı Dr. Ali Şahan ise, insanların yüz ve vücutlarını özel eğitim almış ve Sağlık Bakanlığı'nca uygulama yetkisi olan dermatoloji uzmanları, plastik cerrahlar ve medikal estetik hekimlere teslim etmesi gerektiğini kaydetti. Aksi takdirde kalıcı izler ve fonksiyon kayıpları oluşabileceğine dikkati çeken Dr. Şahan, "Kısa bir zaman öncesinde uygulama önceliği konusunda biz doktorlar ortak bir noktada buluşamamışken bir baktık ki doktor olmayan yetkisiz ve dahi bilgisiz kişiler, ellerine lazerleri ve iğneleri almış işlemler yapıyor. Sonuç sanayi silikonu ile yapılan dudaklar, at dopingiyle yapılan botokslar, bir sürü lazer uygulaması sonucu ortaya çıkan yanıklar, ağızdan alınan vitaminlerin yüze uygulanması sonucu şişen ve kızaran yüzler ortaya çıkıyor. Adana'da bir sağlık çalışanı işin uzmanı olmayan bir kuaför tarafından mağdur edildi. Bu kişi kalıcı hasar bırakmasına rağmen hapisten çıkacak. Bunu bir hekim yapsaydı olay çok daha farklı olurdu" diye konuştu.
'KAPORTACI DAHİL BİRÇOK İŞ GRUBUNDA İNSAN SAÇ EKİMİ YAPIYOR'
Plastik cerrah Op.Dr. Umut Topal da merdiven altı yerlerde estetik uygulamalarının yapılmasının halk sağlığını direkt tehdit ettiğine değinirken, bu işlemlerin etik kurallar çerçevesinde gerçek hekimler ve uzmanların gözetiminde yapılması gerektiğini kaydetti. Saç ekiminin suiistimale açık bir konu olduğunu vurgulayan Topal, şöyle dedi:
"İstanbul'da kaportacı dahil birçok iş grubunda insan saç ekimi yapıyor. Oysa saç ekimi bir ameliyattır ve bu ekim sonrasında veya ekim esnasında oluşabilecek bir cerrahi komplikasyona bağlı hasta ölümleri bile meydana gelebilir. Hastalarımıza ve ilgili kişilere kesinlikle bunları bir cerrahın veya bir medikal estetik uzmanının yapması gerektiğini belirtmek gerekiyor. Bu konuda titiz ve özen gösterirlerse mutlu olacaklarını ve sonuçlardan memnun kalacaklarını düşünüyoruz."
ONAYSIZ LAZER CİHAZLARI TÜRKİYE'YE GETİRİLİYOR
Güzellik salonlarında yapılan lazer uygulamalarının oldukça tehlikeli sonuçlara sebebiyet verdiğini aktaran Topal, Dünya Sağlık Örgütü onayı olmayan birçok cihazın Türkiye'ye getirilip para kazanmak amacıyla bu güzellik salonlarına verildiğini ve buralarda insanların mağdur edildiğini kaydetti.
MESTDER Genel Sekreteri ve medikal estetik hekimi Dr. Ayşegül Girgin, ortalama yaşam süresinin uzaması, yaşam şartlarının değişmesi ve toplumda kabul görme kriterlerinin değişmesinin estetik ve güzellikle ilgili uygulamaların önemini her geçen gün arttırdığını vurguladı. (Kaynak: Mynet)