Böbrek kanseri Türkiye'de erkeklerde 100.000 kişide 6,3, kadınlarda ise 100.000'de 3,5 oranında görülüyor ve sıklık açısından tüm kanser türleri arasında sekizinci sırada yer alıyor. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, 4 Şubat Dünya Kanser Günü vesilesiyle önemli bilgiler vererek, %25 oranında ileri evrede teşhis edilen böbrek kanseri konusundaki toplumsal farkındalığın yeterli seviyede olmadığına işaret etti. Yenilikçi tedavi yöntemlerinin ise böbrek kanserine karşı sürdürülen mücadele için umut verici olduğunun altını çizdi.
Böbrek hücrelerinin kontrolsüz büyümesiyle ortaya çıkan bir hastalık olan böbrek kanseri genellikle böbrek bölgesinde ağrı, idrarda kanama veya ele gelen şişlik şeklinde kendini gösteriyor. Hastalığın teşhisi genelde bu yakınmalar nedeniyle, bazen de başka bir rahatsızlık nedeniyle yapılan karın bölgesi görüntülemeleriyle konuyor. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş böbrek kanserinin en yaygın belirtilerini şöyle özetledi: “Özellikle böğür bölgesinde çok şiddetli olmayan ağrılar, idrarda kanama ve böbrek bölgesinde şişlik en sık belirtilerdir. Bu yakınmalar karın içerisindeki çoğu hastalıkta görülse de, özellikle idrarda kanamayla birlikte seyrettiğinde böbrek tümörlerinden şüphelenmek gerekir. Eğer tümör kemik, akciğer, beyin gibi organlara sıçrama göstermiş ise bu yayılıma bağlı olarak öksürük, balgamda kan, kemik ağrıları ve beyin tutulumuna bağlı rahatsızlıklar da görülebilir. Bunun yanı sıra kansere bağlı olarak tüm kanserlerde görülebilecek halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı gibi belirtiler böbrek kanserinde de görülebilir.”
Ailesinde genç yaşta böbrek kanseri gelişen kişilerde risk üç kat daha fazla
Böbrek kanserinin ABD ve Avrupa ülkelerinde biraz daha sık görüldüğünü ancak diğer bazı kanser türlerindeki gibi belirgin bir bölgesel farklılığın olmadığını belirten Prof. Dr. Mahmut Gümüş, böbrek kanserinin genetik geçiş özellikleri konusunda şunları söyledi: “Ailesinde özellikle genç yaşta böbrek kanseri gelişenlerde böbrek kanseri gelişme riski normal kişilere nazaran yaklaşık üç kat artmıştır. Hastalığın oluşumunda özellikle genetik bozukluklar rol almakla birlikte bu hastalığın irsi olarak geçiş göstermesine yol açmamaktadır. Diğer kanserlere benzer şekilde, böbrek kanseriyle ilişkili genetik sendromlar tüm böbrek kanserlerinin %4 ila 5'ini oluşturmaktadır.”
Tedavideki gelişmeler sayesinde böbrek kanseri artık “ölümcül” değil “kronik”bir hastalık
Prof. Dr. Mahmut Gümüş böbrek kanseri tedavisindeki gelişmeler konusunda şu bilgileri verdi: “Yaklaşık 10 yıl öncesine kadar bu hastalıkta tedavi olanakları hayli kısıtlı iken, günümüzde çok farklı hedefe yönelik ilaçlar böbrek kanserinin tedavisinde yerini almıştır. Böbrek kanserinin oluşum mekanizmalarının anlaşılmasıyla bu sürecin baskılanmasına yönelik ilaçlar tedavideki yerlerini almışlardır. Genelde ağız yoluyla alınan bu tedavilerle böbrek kanseri artık ölümcül bir hastalık olmaktan çıkıp kronik hastalıklar arasında sayılmaya başlanmıştır. Ayrıca yine son yıllarda bağışıklık sisteminin aktivasyonu üzerinden etkili olan immüoterapi yaklaşımları da gelecek için ümit vadetmektedir.”
Böbrek kanserlerinin %25'i ileri evrede teşhis ediliyor
Böbrek kanserinin kesin tedavisinin, tümörlerin erken dönemde saptanıp, ameliyatla vücuttan uzaklaştırılması olduğunu belirten Prof. Dr. Mahmut Gümüş, böbrek kanseri vakalarının yaklaşık %25'inin ileri evrede tanı alması nedeniyle tedavi seçeneklerinin azaldığını belirtti ve ekledi: “Bu oran özellikle farkındalığın artması ve ülkemizdeki sağlık hizmetlerinde sağlanan iyileşmeler sayesinde azalmaktadır. Bu nedenle özellikle sigara içilmemesi veya içiliyorsa bırakılması gibi hastalıktan koruyucu önlemler önem kazanmaktadır. Ayrıca böbrek bölgesinde ağrı ve idrarda kanama ve renk değişikliği fark edilmesi durumunda doktora başvurmakta yarar vardır. Özellikle şişmanlık ve buna yol açan beslenme tarzı, yağlı ve kızarmış yiyeceklerin böbrek kanseri gelişimine katkısı olabilir. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi şişmanlığa yol açacak yağdan ve karbonhidrattan zengin beslenme ve bunun sonucu oluşan şişmanlık hemen hemen tüm kanserlerin gelişmesi için bir risk faktörüdür. Burada değinilmesi gereken daha önemli bir konu sigara kullanımıdır. Böbrek kanserleri için sigara kullanımı ciddi bir risk faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır.”
Hastalıktan korunmak, tedavi olmaktan daha kolay ve yararlı
Prof. Dr. Mahmut Gümüş kanserle mücadele konusunda şunları söyledi: “Sağlıklı bir topluma yönelik en önemli tehditlerden biri olan kansere karşı mücadelemizi akılcı yöntemlerle sürdürmek zorundayız. Her zaman söylediğimiz güzel bir söz vardır. "Hastalıktan korunmak, tedavi olmaktan daha kolay ve yaralıdır". Bu nedenle insanlarımızın sigara kullanımı, şişmanlık ve buna neden olan beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri hastalığa yakalanma risklerini azaltacaktır. Bunun yanı sıra hastalarımızın özellikle hastalığın tedavisi aşamasında gerekli tedavi yaklaşımlarını uygun bir şekilde almaları ve bu tedavi olanaklarına ulaşım noktasında yapabileceğimiz bazı şeyler mutlaka vardır ve bunları değerlendirmek sorunu tümden çözmese bile kesinlikle azaltacaktır. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği olarak hastalarımızın tüm yakınmalarını hekimleri, hemşireleri ve diğer sağlık çalışanlarıyla paylaşmalarını ve sağlıkları konusunda gerekli özeni göstermelerini öneririm. Hep birlikte daha mutlu, huzurlu ve sağlıklı yaşamlar dileğimle.”
Ailesinde genç yaşta böbrek kanseri gelişen kişilerde risk üç kat daha fazla
Böbrek kanserlerinin %25'i ileri evrede teşhis ediliyor
04 Şubat 2018 Pazar 11:01