Apandisit, 5-6 cm boyunda ve 3 mm çapında olan bağırsağın giriş kısmında bulunan bir parçadır. İşlevi tam olarak bilinmemekle birlikte bademciklere benzetilen apandisitin bağışıklık sistemini düzenleme görevi üstlendiği kabul edilmiştir. Apandisit de tıpkı bademcikler gibi bulunduğu bölgede mikroplara karşı savaşmaktadır. Bölgenin çeşitli etkenlere bağlı olarak iltihaplanması sonucu apandisit olarak bilinen hastalık meydana gelmektedir. Halk arasında ‘Apandisit Patlaması’ olarak da bilinir. Apandisitin iç bölümünde meydana gelen tıkanma sonucu organ içerisindeki basınç yükselir ve iltihaplanma meydana gelir. Apandisit belirtileri kişiden kişiye değişmekle beraber genel olarak belirtiler şu şekildedir;
- Karnın sağ alt kısmında bıçak saplanması gibi hissedilen şiddetli ağrı
- Mide bulantısı, yüksek ateş ve kusma
- Kalp ritminin hızlanması
- Kabızlık veya ishal
- Ağız çevresinde kuruluk ve iştahsızlık
- Gaz çıkaramama
Apandisit teşhisi nasıl konulur?
İlk olarak hekim hastanın öyküsünü detaylı olarak dinlemektedir. Hastanın yaşadığı belirtiler, fiziki muayenesi, kan tahlilleri, MR ve ultrason sonucu ile teşhis konulmaktadır. Hastalık seyrederken kullanılan antibiyotik ilaçlar kan tahlili sonuçlarını etkilediği için teşhis zor olmaktadır. Ayrıca 0-6 yaş arası çocukların belirtileri net ifade edememesi da hastalık teşhisinin konulmasını bir hayli zorlaştırır. Son olarak gebe hastaların radyasyondan uzak durması gerektiğinden sadece ultrasonla görüntüleme yeterli olacaktır.
Apandisit tedavi süreci
Apandisit, cerrahi tedavi gerektirmektedir. Apendektomi ameliyatı açık veya kapalı yapılır ve apandisit kişinin vücudundan çıkarılır. Ameliyatın 5-10 mm kesiler ile laparoskopik yani kapalı olarak yapılması sonucu hasta çok çabuk ayağa kalkmakta ve günlük işlerini rahatça yapabilmektedir. Fakat acil hastalarda hızlı müdahale yapmak için açık ameliyat da tercih edilmektedir. Nadir olarak görülse de bazı vakalar ameliyata gerek duyulmadan ilaçla iyileşebilir. Apandisit yırtılmamışsa hekim antibiyotik tedavisine başlayabilir.
