Başta Hindistan olmak üzere tüm dünyada görülme sıklığı artış gösteren kara mantar hastalığının Covid-19 ile bağlantılı olup olmadığı merak ediliyor. Hastalığın sindirim, temas ve solunum yolu ile bulaştığını vurgulayan uzmanlar, henüz insandan insana ya da hayvandan hayvana bulaştığının tespit edilmediğini belirtiyor. Uzmanlar, zayıf bağışıklık sisteminin kara mantar hastalığına zemin hazırladığına ve zamanında tedavi edilmemesi halinde yüzde 25 – 50 oranında ölümlere yol açtığına dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Songül Özer, Covid-19 ile bir bağlantısı olup olmadığı merak edilen kara mantar hastalığı hakkında son derece önemli bilgiler paylaştı.
Kötü ortam koşullarında ortaya çıkıyor
Covid-19 ile bir bağlantısı olup olmadığı oldukça merak edilen, yeni ortaya çıkmış bir hastalık olan kara mantar hastalığının aslında dünya çapında genellikle görülmekte olan bir hastalık olduğunu belirten Dr. Songül Özer, “Son zamanlarda hastalığın görülme sıklığı artmaya başladığı için insanların dikkatini çekti. Dünyada sıklıkla görülen hastalıkların büyük çoğunluğu bakteriyel ve viral kaynaklıdır. Parazit ve mantarların ise sebep olduğu hastalıklar dünyada daha az görülüyor. Mukormikozis ya da Türkçe adıyla kara mantar; havada, suda, insan ve hayvan dışkısında, çürümüş meyve ve sebzelerde yani kötü ortam koşullarının olduğu yerlerde bulunur.” dedi.
Hijyenik olmayan çevre koşullarına dikkat edilmeli
Kara mantar hastalığının insanlara ve hayvanlara üç yolla bulaştığını vurgulayan Özer, “Kirlenmiş yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi ile sindirim yoluyla, sporlanarak üreyen bu mantarlar sebebiyle kirlenmiş toprağa ve suya dokunulmasıyla, çürümüş gıdalara veya hayvan vücudundaki dokulara direk temas yoluyla ve en sık görülen bulaşma yolu olarak değerlendirdiğimiz iyi ve hijyenik olmayan çevre koşullarında havada bulunan mantar sporlarının solunumu ile oluşuyor.” ifadelerini kullandı.
Havadan, gıdadan veya temas ile bulaşıyor
Dr. Songül Özer, ‘Bugüne kadar hastalığın hasta olan bir insandan bir başka insana ya da hasta bir hayvandan başka bir hayvana bulaştığı gözlemlenmedi.’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Yani birey bu hastalığı havadan, gıdadan ya da temas yoluyla doğrudan alır. Kesinlikle, Covid-19 gibi bir salgına neden olması söz konusu değildir. Diyelim ki, bu mantarı solunum yoluyla aldık. O halde doğal olarak etkilenecek yer burun, burun çevresindeki sinüsler ve akciğerdir. Hastalık bu kısımlara temas ettiğinde burun tıkanıklığı, burun kanamaları, sinüslerde dolgunluk, sinüzit benzeri rahatsızlıklar yani baş ağrısı, burun akıntısı ya da tıkanıklığı gibi belirtiler görülebilir. Eğer akciğere yayılırsa nefes darlığı, öksürük, yüksek ateş gibi alt solunum yolu enfeksiyonu belirtileri yapabilir. Eğer hastalık ilerlerse durum fark edilmez ya da tedavi edilmezse kanlı öksürük, kanlı balgam veya direk kan tükürmek gibi etkilere yol açıyor.”
Nadiren göze ve beyne etki edebiliyor
Akciğerde bulunan enfeksiyonun yayılması ya da direk temas ile nadiren de olsa göze etki edebildiğini belirten Özer, “Göz kapağında düşüklük, gözde bulanık ya da çift görmeye sebep olabilir. Yine nadiren de olsa beyine yayılabilir. Bu durumda beyinde epilepsiye yani sara nöbetlerine, baş ağrılarına, beyin dokusu içerisinde ‘serebral apse’ diye adlandırılan birtakım enfeksiyon odaklarına yol açabilir. Bu belirtiler nadiren görülüyor ve hastalığın yol açabileceği en kötü durumları kapsıyor. Temas yoluyla bulaştığında, deride yaralar ve iltihaplı akıntılar meydana gelebilir. Ağız içinde ve burunun üzerindeki deride sıkça görüldüğü söylenebilir.” diye konuştu.
Yüzde 25 – 50 oranında ölümler meydana gelebiliyor
Mukormikozis ya da Türkçe karşılığı ile kara mantar hastalığı ile ilgili yüzde 25 ile yüzde 50 oranında ölümlerin meydana geldiğine dikkat çeken Dr. Songül Özer, “Bu hastalık aracılığıyla enfekte olan kişilerde, hasta yeterince ve zamanında tedavi edilmezse ölüm ihtimali vardır ve bu oranın oldukça yüksek, azımsanmayacak düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Fakat tedavisinin olduğunu söylemek mümkün. Hastalığa özel ve sistematik mantar ilaçları kullanıldığında bu hastalık tedavi edilebilir.” dedi.
Hindistan ve tüm dünyada artış görülüyor
Başta Hindistan olmak üzere hastalığın tüm dünyada artış gösterdiğini vurgulayan Dr. Songül Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu durum birçok bilim insanının dikkatini çekti. Bu konuda yayınlar yapılmaya başlandı ve doğal olarak hastalık halkın da dikkatini çekmiş oldu. Bu mantar ‘zigomiçes’ yani fırsatçı bir mantardır. Ortam koşulları elverişli olduğunda bulaşan ve yayılan, bulunduğu alanı süratle istila eden bir mikroorganizma olduğunu söyleyebiliriz. Kişinin herhangi bir nedenle bağışıklık sistemini baskılayacak bir ilaç kullanması da önemli bir etken. Örneğin kişiye ilik nakli ya da organ nakli yapılmışsa hekim bilerek hastaya bağışıklığını baskılayacak ilaç verir ya da kişi uzun süreli ve şiddetli birçok ameliyat sebebiyle travmaya ve operasyona maruz kalır. Bu gibi doku zedelenmeleri dışında kişi HIV virüsüne maruz kalmışsa, kontrol edilemeyen kan şekeri değerleri veya şeker hastalığı varsa, düşük bağışıklık sistemine sebep olan bu hastalıklar kara mantar hastalığı için hazırlayıcı bir etken olur.”
Zayıf bağışıklık sistemi kara mantara davetiye çıkarıyor
Covid-19 hastalığının zatürreye yol açtığını hatırlatan Özer, “Solunum yollarında ve akciğerde harabiyete neden oluyor ve bir doku zedelenmesine yol açıyor. Yine bu durum da kara mantar hastalığına zemin hazırlar niteliktedir. Covid-19 hastalığının tedavisinde hastayı iyileştirmek için yüksek doz steroid ya da kortizon olarak bilinen “immünsüpresyon” ilacını kullanmak gerekiyor. Fakat kortizonun hasta üzerinde iyi etkileri olurken kötü etkileri de olabiliyor. Yan etkilerinden biri bağışıklık sistemini geçici olarak baskılamasıdır. Bu bağışıklık sistemindeki baskılanmada vücudun zayıflığı nedeniyle fırsatçı mantar enfeksiyonlarının oluşumuna zemin hazırlanıyor. Kara mantar da bu grupta yer alan hastalıklardan yalnızca biri. Yapılan araştırmalara göre kara mantar yalnızca Covid-19 geçiren hastalarda görülmüyor fakat Covid-19’da diğer bağışıklık baskılayan hastalıklar gibi bağışıklık üzerinde etkin bir rol oynuyor.” ifadelerini kullandı.