Sıcak havalarda gebe olanların dikkat etmesi gerekenler

İçerisinde bulunduğumuz sıcak havaların birçok avantajının yanı sıra dezavantajını da beraberinde yaşıyoruz. Normal bireylerin bile nem ve yüksek sıcaklıklardan bunaldığı bu dönemde gebelerin sağlıkları için daha dikkatli olmaları gerekiyor.

Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzm. Dr. Rıza Levent Alaybeyoğlu, “Sıcak havalarda yaşadığınız gebeliğinizin kabusa dönüşmemesi adına tedbirlerinizi alın. Gebeliğin doğal olarak vücut ısısını da bir miktar yükselttiğini düşünürsek, sıcak havalar kimi zaman gerekli rahatlatıcı koşulların sağlanmaması durumunda kabusa dönüşebilir. Hele ki son yıllarda ileride gerçekleşebilecek potansiyel bir problem olmaktan çıkıp, iliklerimize kadar hissettiğimiz küresel ısınmayı da buna katacak olursak, durum daha da kötüleşebilir” dedi.

Yaz aylarının en büyük özelliği sıcak nem, gebe olsun olmasın herkes için bir sorun teşkil ediyor. İnsan vücudunun en rahat olduğu sıcaklık, uyanıklık esnasında 22-23 dereceyken, uykuda ise 20 derece olarak belirtiliyor. Hamileliğini sıcak havalarda geçiren kadınların, gebeliklerinin doğal olarak vücut ısısını yükselttiğini düşünürsek, yaz ayları rahatlatıcı koşuların sağlanmaması durumunda gebeler için kabusa dönüşüyor.

İnsan vücudunun sağlıklı ve dinç olması için, havadaki oksijenin rahat bir şekilde akciğerler yoluyla kana karışması gerekiyor. Yaz aylarında artan nem miktarı, nefes alıp vermemizi ve birim solunum esnasında akciğerlerimize daha az oksijen geçmesine neden oluyor. Gebeliğin beraberinde getirdiği kilo alımı, akciğerlerin fonksiyonel kapasitesinin azalması ve gittikçe büyüyen bebeğin artan oksijen ihtiyaçları nedeniyle, nemli ortamlarda nefes alıp vermek gebeler için iyice güçleşiyor. Bu da doğal olarak hareket kapasitesinin azalmasına ve rahatsızlığa yol açarken, buna bir de yaz sıcaklıkları eklendiğinde gebeler için uyumak bile eziyete dönüşüyor.

Su Kaybına Dikkat!

Yaşamın en önemli üç koşulundan ikincisi, havadan sonra gelen sudur. Bir insanın normal koşullarda nefes alıp verme ve terlemesi sonucu sıvı kaybı günlük bir litre hatta daha fazlasına ulaşabilirken, gebelerde bu miktar, gebeliğin ayına bağlı olmakta birlikte çok daha fazladır diyen Uzm. Dr. Rıza Levent Alaybeyoğlu “Gebelerde önemli olan yalnızca su değil, kanın plazma denilen sıvı bölgesinde bulunan metabolik olaylar, kalp atımı gibi yaşamsal fonksiyonlarda büyük önem taşıyan sodyum, potasyum, kalsiyum, klor ve magnezyum gibi elektrolitlerin de dengede olması gerekir. Sıcak havalarda yeterli su alımı yanında, bu elektrolitlerin de yerine konmaması sonucunda bilinç kaybı, kalpte ritim bozuklukları gibi ölümcül olabilecek sorunlar ortaya çıkabilir. İşte bu nedenlerle yaz aylarında gebeler, yeterli su alımının yanı sıra meyve suyu, ayran, çok aşırıya kaçmamak koşulu ile maden suyu gibi sıvılar da tüketmelidir. Yazın en iyi taraflarında biri olan taze sebze ve meyvenin bol miktarda tüketilebilir olması da bu konuda etkilidir. Ancak unutulmamalıdır ki, bu meyvelerin pek çoğu yüksek oranda şeker içerir ve bu da aşırı tüketim durumunda hızlı kilo alımına yol açar, dikkatli olunması gerekir” dedi.

Güneşten Uzak Durun

Yazın güneş altında fazla kalındığında sıcak çarpması ya da güneş çarpması meydana gelir. Gebe olsun ya da olmasın herkesin güneşe çıkarken ultraviyolenin zararlarından korunmak için güneş koruyucu olarak bilinen güneş kremleri kullanması gerekir. Gebelikte artan hassasiyeti de göz önüne alarak, yüksek koruma faktörüne sahip ürünlerin kullanılması çok daha iyi bir sonuç verecektir diyen Alaybeyoğlu, “Güneş çarpması kendini baş ağrısı, bulantı, kusma, yüksek ateş, merkezi sinir sistemi ve ruhsal durum bozuklukları ile belli eder.  Bilinç kaybı, havale, solunumda düzensizlik de ortaya çıkarsa, yaşamı tehdit edici bir boyuta ulaşabilir.  Pek çok hastalıkta olduğu gibi gebeler de bu konuda risk grubuna girmektedir. Bu nedenle gebelerin özellikle güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde ve uzun süreli, herhangi bir koruma kullanmaksızın güneş altında kalmaları hem kendileri, hem de bebekleri açısından tehlikelidir” dedi.

Ayak ve Bacaklarda Oluşan Şişlikler

Gebelikte sıvı tutulmasına bağlı bacaklarda ve ayaklarda ortaya çıkan şişlikler, özellikle kilo problemi yaşayanlarda daha fazla görülüyor. Yazın sıcak havanın etkisiyle damarlarda meydana gelen genişleme, bu yakınmayı daha da artırıyor diyen Alaybeyoğlu, bu durumun bacaklarda ağrıya, ciltte gerilme ve acıya yol açabileceğini belirtti.

Sıcak Havalarda Çabuk Bozulan Gıdalardan Uzak Durun

Sıcak havalar yiyeceklerin de çabuk bozulmasına yol açabileceği için, bu gibi gıdaların tüketilmesinde gebelerin de dikkatli olması gerekir diyen Uzm. Dr. Rıza Levent Alaybeyoğlu  Süt, süt ürünleri, başta tavuk olmak üzere et çeşitleri, krema, pasta ve dondurma gibi hazır gıdalar bunların başında gelir diyerek gebelere uyarılarda bulundu.

Yaz Gebelerinin Yapması Gerekenler

Uzm. Dr. Rıza Levent Alaybeyoğlu, gebelerin  yazın yaşayacağı olumsuzluklarından uzak kalmaları için yapmaları gerekenleri sıraladı;

  • Serin ve havadar ortamlar tercih edilmeli,
  • Rahat ve pamuklu kıyafetler, terletmeyecek giysiler giyilmeli,
  • Yeterli miktarda su ve diğer sıvılar tüketilmeli; bunu anlayabilmenin en kolay yolu, ağızda kuruma olmaması ve idrarın renginin oldukça açık olmasıdır.
  • Güneşin dik olmadığı saatlerde, gerekli korunma önlemlerini alarak yüzmek, suya girmek çok rahatlatıcıdır. Havuz ve denizin temiz olması gerekliliğini zaten belirtmiyoruz.
  • Akşam, güneş battıktan sonra yapılacak yürüyüşler hem vücuda bir dinamiklik getirir, hem de bebeğe giden oksijen miktarını arttırır.

Önlemlerinizi Alın

Yazın gebe olmak bazı önlemler gerektirse de doğum yapmak diğer mevsimlerden farklı değildir diyen Alaybeyoğlu; “Doğumdan sonraki lohusalık döneminde hormonlardaki değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkan menopoz dönemini andırır ateş basması ve terlemeler, maalesef sıcak havalarla birlikte daha çekilmez hale gelecektir. Bunu en aza indirgemek için yine yukarıda bahsedilen önlemler yeterli olacaktır” dedi.

Bayındır Sağlık Grubu Hakkında:
Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası iştiraklerinden olan grup, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da sayısı 5’e ulaşan Bayındır Diş Klinikleri ve İzmir’de bulunan Bayındır Alsancak Diş Kliniği’nde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.

Anahtar Kelimeler:
Rıza Levent Alaybeyoğlu
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
esar aydın 4 yıl önce

çok faydalı bir yazı. teşekkürler reflex haber