Yaz aylarından sonra hava sıcaklığının yüksek olması nedeniyle sonbahar döneminde de sıkça görülen sivrisinekler, taşıdıkları Batı Nil virüsü ile hastalık saçıyor. Kuşlardan beslenerek taşıyıcı hale gelen sivrisinekler, menenjit gibi ölümcül hastalıklara neden olabiliyor.
Hastalığı önleyen bir aşı ya da ilaç bulunmadığını söyleyen Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır İçerenköy Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Fatma Nur Özdoğan, “Hastalığa yakalanmamak için limon okaliptus ağacı yağı ile sivrisinekleri uzaklaştırın. Sık seyahat ediyorsanız, bulunduğunuz bölgede daha dikkatli olun. Hastalığa bağlı belirtiler oluştuğunda ise mutlaka bir doktora başvurun” diye önerilerde bulunarak, Batı Nil virüsü ile ilgili bilgiler verdi.
Havaların mevsim normalleri üzerinde seyrettiği sonbahar döneminde görülen sivrisinekler, taşıdıkları Batı Nil Virüsü nedeniyle toplum sağlığını olumsuz etkiliyor. Virüs taşıyan kuşların kanından beslenerek taşıyıcı hale gelen sivrisinekler, virüsleri ısırdıkları insanlara ve diğer hayvanlara bulaştırıyor. Sineklerin ısırması sonucunda ise insanlarda arbovirüs grubunda yer alan virüslerin neden olduğu Batı Nil ateşi hastalığı görülüyor. Hastalık, çok düşük oranlarda görülmekle birlikte kimi zaman gebelik, doğum veya emzirme esnasında anneden bebeğe, kan verme, organ nakli ve laboratuvarda maruziyet yollarıyla da bulaşabiliyor.
SIK SEYAHAT EDENLER VE DIŞ ORTAMDA ÇALIŞANLAR RİSK ALTINDA
Uzmanlara göre; Kuzey Amerika’da ilk kez 1999 yılında tespit edilen ve o tarihten beri ABD ve Kanada’da yaygınlaşan virüse, ABD’de 48 eyalette rastlandı. Avrupa, Ortadoğu, Avustralya, Asya’nın bazı bölgeleri ve Afrika’da da görülen virüs çok geniş bir coğrafi dağılım gösterdi. Batı Nil Virüsü taşıyan sivrisineklerin bulunduğu alanlarda yaşayanlar ve bu bölgelere seyahat edenler risk altında olduğunu belirten Uzman Dr. Fatma Nur Özdoğan; “Özellikle dış ortamda çalışan veya açık hava aktivitelerine katılan insanlar, sivrisinek saldırısına daha fazla maruz kalacakları için hastalığa yakalanma riskleri artar” dedi.
ATEŞ-KUSMA VE İSHAL BELİRTİLERİNE DİKKAT
Hastalığın belirtilerinin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini söyleyen Özdoğan “Sinek ısırdıktan sonra virüsün kuluçka süresi 2-14 gün olarak belirtilse de, sıklıkla 2-6 gündür. Bu süre bazı tıbbi nedenlerle bağışıklık sistemleri etkilenmiş kişilerde daha uzun olabilir.Virüsle enfekte olmuş insanların çoğunda (%70-80) hiçbir belirti görülmez. Bazı kişilerde ateşli bir hastalık tablosu gelişir. Virüsü almış yaklaşık her 5 kişiden 1’inde ateşle beraber ishal, kusma, eklem ağrıları, baş ağrısı, vücut ağrıları veya döküntü gibi diğer belirtiler gelişebilir. Çoğu kişi bu tip Batı Nil Ateşi hastalığından tamamen kurtulur ancak yorgunluk ve halsizlik haftalar veya aylarca devam edebilir” diye konuştu.
ÖLÜMCÜL SONUÇLAR DOĞURABİLİR
Uzmanlar, hafif belirtilerin yanı sıra bazı kişilerde de şiddetli belirtiler de görülebileceğini belirtiyor. Virüs bulaşmış kişilerin %1’inden azında “ensefalit” (beyin iltihabı) veya menenjit (beyin ve omurilik zarı iltihabı) gibi ciddi nörolojik hastalıklar gelişebileceğini vurgulayan uzmanlara göre, nörolojik hastalık belirtileri kendini şöyle gösteriyor: Baş ağrısı, yüksek ateş, ense sertliği, oryantasyon bozukluğu, koma, titremeler, nöbetler veya felç. Yine son yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu ağır hastalıktan kurtulmak, birkaç hafta veya aylar sürebilirken, bazı nörolojik hasarlar kalıcı olabiliyor. Batı Nil virüsüne bağlı olarak nörolojik tablo meydana gelen hastaların yaklaşık %10’u hayatını kaybederken, kanser, diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalıkları gibi bazı sağlık sorunları bulunan bireyler, ciddi hastalık tablosu açısından daha büyük risk altında…
HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN SİNEKLERDEN UZAK DURUN
· Hastalara virüs tanısı konulabilmesi için klinik belirti ve bulgulardan yola çıkarak kan ve omurilik sıvısı testleri gibi özel laboratuvar testleri yapılır. Bu testler, tipik olarak viral enfeksiyona karşı bağışıklık sisteminin ürettiği antikorları tespit ederek sonuca ulaşır.
· Batı Nil Ateşi hastalığından korunmak ve hastalık bulaştıktan sonra tedavi edilmek için kullanılacak aşı yoktur. Ağrı gibi bazı belirtilerin etkisini azaltmak ve ateşi düşürmek için ağrı kesici-ateş düşürücü kullanılabilir. Hafif belirtilere sahip hastaların bir kısmı tipik olarak kendiliğinden iyileşir, bazı belirtiler ise birkaç hafta sürebilir. Daha ciddi vakaları, genellikle tıbbi bakım ve destekleyici tedaviler için hastaneye yatırmak gerekir.
LİMON OKALİPTUS YAĞI İLE DOĞAL KORUMA KALKANI
Hastalığı önlemenin en etkili yolu olan sivrisinek ısırıklarının önüne geçmek için yapılması gerekenler:
· Dışarı çıkmadan, DEET, picaradin, IR3535 ve bazı limon okaliptus ağacı yağı ile para-menthane-diol gibi böcek kovucu ürünleri kullanın.
· Sivrisineklerin pek çoğunun en aktif olduğu akşam karanlığında uzun kollu giysi ve pantolon giyin.
· Kapı ve pencerelerinize sineklik takın veya var olanları onarın, varsa klima kullanın.
· Kaldığınız yerin çevresindeki sivrisineklerin sayısının azaltılmasına yardımcı olmak için; çiçeklik, oluklar, kovalar, havuz örtüleri, evcil hayvan ve kuşların su ve yemek kaplarının içinde birikmiş suları boşaltın.
· Eğer kendinizi hasta hissediyorsanız hemen hekiminize veya bir sağlık kuruluşuna başvurun. Seyahatiniz hakkında hekiminize mutlaka bilgi verin.
· Ateş ve ağrınız için Asetaminofen kullanın. Kanamaya meyli artırabileceğinden aspirin ve ibuprofen içeren ağrı kesicilerden uzak durun.
· Daha fazla sivrisinek ısırıklarından korunarak hastalığın yayılmasını önleyin.