Bir “yanılgı” üzerine kuruluyor olabilir mi yeni dünya? İnsanın bir hevesle başladığı modernite serüveni; önünü alamadığı, başa çıkamadığı, güçlenmeyi beklerken yok olmaya başladığı bir acziyete mi dönüşüyor? “tek ve biricik” olduğu pompalanırken bir yandan, tinsel ve bedensel olarak “uyum” halinde silinip gidiyoruz kendi “öz” hayatlarımızdan.